İNSAN BAĞIMLILIĞI
Temel nedenler arasında; aile içinde iletişimsizlik, duyguların tam olarak
açıklanmaması, duygusal bazda iletişim kurulmaması, bireylere tercih hakkı
verilmemesi ve dayatmacılık ya da aşırı koruyuculuk sayılabilir. Aile içinde iletişim
yoktur, insanlar birbirini duymuyor, dinlemiyordur. Dayatmacı bir yapı vardır.
Bunun yanında engelleyici sevgi modeli, yani çocuğu adına onun ne yiyeceğinden,
ne giyeceğine kadar karar veren bir anne/baba modeli sıklıkla görülmektedir.
Tüm bunlar kişinin bir birey olarak ileride karar vermesini güç duruma sokar,
kendine olan özgüven mekanizmasının gelişmesini engeller.
Dr. Sıla ÖZDEMİR
"İnsan bağımlısı olan birey kendini sevmez, kendine güveni yoktur,
duygusal açlık içindedir. Ya sağlıklısız ilişkilerle bu duygusal boşluğu
doldurmak isteyecektir, ya madde kullanacaktır, ya da yeme bağımlısı olacaktır.
İnsan bağımlısı olanlarda en fazla görülen yeme bağımlılığıdır. Kendilerini her
zaman her koşulda haklı çıkartacak nedenler ile donanmış bu tarz kişilik, asla
tatmin olmaz ve sürekli şikayet eder. Bu bireyin her zaman kendi hayatı yerine
onun hayatını yaşayan, kendisine vakit ayırmayan, yaşamsal sorumluluklarını da
üstlenerek onun yerine düşünen ve tüm bunları sevgi adına yapan bir yönetileni
vardır. Yönetilen karakteri ise sevgiyi bir şeyler yaparak hak etmeye çalışan,
sevdiği için kendi benliğini unutabilen ve sevdiği kişinin istediği kişiliğe
bürünebilen bir yapıdadır. Araştırmalar anne – çocuk ilişkisinde aşırı otoriter
yaklaşım ile aşırı korumacı davranışların hastalığın oluşumunda büyük etkisi
olduğunu göstermektedir. Bu iki yaklaşım şekli kişinin kendi başına hareket
edemeyeceğine, başkalarının korumasına ihtiyacı olduğuna ve insanlar ile
ilişkisini devam ettirebilmek için her zaman başkalarının isteklerine beklentilerine
ve taleplerine uyması gerektiğine dair inancın oluşmasını sağlamaktadır.
İnsan bağımlılarının hayatları kontrol etme ve edilme üzerine kuruludur.
Temelde kendilerine güvensiz oldukları ya da kendileri ile barışık olmadıkları
ya da tek başlarına var olmada güçlük çekiyor oldukları için güçsüz gördükleri
başka birisini kurtarmaya çalışarak ya da ona tabi olarak kendilerini güçlü
hissederler.
Çok acı ve çile çekmelerine rağmen aslında ilişkide bir bakıma yöneten
konumundadırlar. Acizlikleri dahi bir yönetme aracı olabilir. Farkında olmadan
diğer kişinin kötü davranışlarına zemin hazırlar, sonra da bundan dert
yanabilirler
Kişi sıklıkla kendi ihtiyaçlarını geri plana alarak, başkalarının
ihtiyaçları ile aşırı derecede meşgul olur, ve aşırı derecede kendinden ödün
verir. Böylece kişi iç sesini duyamaz, duymaya da, kendiyle yüzleşmeye de tahammülü yoktur, öz benliğinden
kopmuştur,kendinden uzaklaşmıştır.
Sürekli bir kabul görme ihtiyacı içindedirler. Herhangi bir tartışma
durumunda mağdur konumuna geçerler ve kendileri savunma cesaretini
gösterebildikleri nadir durumlarda ise kendilerini suçlu hissederler. Kontrolcü
davranışlar, güvensizlik, mükemmelliyetçilik, kendi duygularından kaçınma,
yakınlaşma problemleri, bakıcılık, aşırı hassasiyet, tetikte olma hali ve
sürekli dile getirilen ve strese bağlı olduğu söylenen fiziksel rahatsızlıklar
insan bağımlılığının en temel göstergeleridir.
İnsan bağımlılığı öğrenilmiş bir davranıştır ve çoğunlukla aileden gelir ve
hayatla başa çıkma yöntemi olarak kullanılır. Fakat bugün bir yetişkin olarak
bu uygunsuz ve kesinlikle başarısız olan ilişki yönetme biçimini bırakmayı
seçebilirsiniz,başkalarının düşüncelerini ve davranışlarını kontrol etmemiz
imkansızdır, ancak kendi düşüncelerimizi ve davranışlarımızı kontrol edebiliriz.
sürekli geçmişte ya da gelecekte yaşamayın. Tüm sahip olduğunuz şu andır. Geçmişi
düşünürken pişmanlık ve utanç, geleceği düşünürken istek veya korku hissederiz.
Ancak tüm bu duygular şimdiki zamandan çıkar ve şu anımızı etkiler. Bu etki
çoğu zaman mutlu olmamızı veya doygunluk hissetmemizi sağlamaz. Tüm bu
duygularla yüzleşmeyi öğrenmeliyiz. Asla unutmamız gereken en önemli şey
geçmişle geleceğin şimdide buluştuğudur. Şimdimize yoğunlaşırsak geçmişi ve
geleceği de dönüştürebiliriz.
Quantum biyolojik geri bildirim sistemi ile iyileşme, insanı hem fiziksel
düzlemde hem de zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutta ele alarak kişinin belirli
titreşimlere uyumlanması, ya da belirli frekansların vücuda tanıtılması veya
aktarılmasını kapsayan bir süreçtir. Sistem, bireyin hayatının pek çok farklı
düzleminde olumlu yönde değişimi başlatma ve devamında kullanılmaktadır. Bu
yöntem ile genel sağlık durumun iyileştirilmesi ve yaşam enerjisinin
dengelenmesi sağlanmaktadır. İnsan ruh, beden ve zihin temel yapılarından
oluşan bir bütündür. İnsanın sınırlayıcı inançları ve düşünceleri bu enerjiyi
kendi gelişimi, daha mutlu, dengeli, sağlıklı bir hayat yaratması için
kullanmasına engel olur. Her sınırlayıcı inanç ve düşünce kalıbı aslında
enerjiden oluşan bedenimizi etkiler. Korku, endişe, panik, öfke, suçluluk,
değersizlik, sevilmediğini düşünme gibi olumsuz duygular ve inançlar ruhumuzun
sağlığını bozar. NLP( Neuro Linguistik Programming) ile kişinin iç dünyasini tanıması sağlanır,
farkında olmadığı bilinç altı düşünce kalıpları ve çekirdek inançları
saptanır ve düzeltilir,bilinç altı
travmaları temizlenir , bilinçaltı ve bilinç dışı alanda var olan tüm blokaj
ve enerji dengesizliklerinin de düzeltilmesi sağlanmaktadır.Sağlıklı ve yeni
paternler frekanslarla stimüle edilir, ve kişinin kendi hayatında mutlu olması
için sağlıklı seçimler yapması ve farkındalığı da artırılır. Ayrıca quantum
biyolojik geri bildirim sistemi sağlıklı
kişisel ve spirituel gelişim için
günümüzün en etkin yöntemidir.
kuantumbiofeedback@gmail.com
www.facebook.com/doktorkuantum
www.instagram.com/dr.silaozdemir
#Enerji #frekans #quantum #titreşim #yeniçağ #degişim #dönüşüm#başarı #aydinlanma #farkındalık #saglıklıyaşam #holistiktıp #ruh #zihin#beden #bilinç #enokfrekanslari #okult #ezoterizm #drsila
Yorumlar
Yorum Gönder